Oscar Wilde (Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde), 16 Ekim 1854 Dublin doğumlu İrlandalı yazar, şair, oyun yazarı. Annesi, İrlanda’nın İngiltere’den bağımsızlığını savunan ve devrimci şiirleriyle dikkat çeken Jane Francesca Elgee; babası, tıp bilimine katkılarından dolayı şövalye unvanı alan, dönemin
ünlü doktorlarından Wiliam Wilde’dır.
Wilde, dokuz yaşına kadar evde eğitim gördükten sonra Portora Kraliyet Okulu’na kaydoldu. Buradan mezun olduktan sonra Trinity Koleji’nde eğitim
gördü ve Oxford Üniversitesi Magdalen Koleji’nden burs kazandı. 1878’de Ravenna şiiriyle Newdigate ödülünü kazandı.
Estetizm hareketleriyle tanınan Wilde, 1881 yılında Londra’da Poems (Şiirler) kitabını yayımladıktan sonra estetik konferansları vermek üzere
ABD’ye gitti. Bu dönemde ünlü yazar ve şairlerle tanıştı ve New York’ta sahnelenen Vera adlı oyununu düzenledi. Daha sonra Paris’e geçerek Padova
Düşesi (1883) oyununu yazdı.
1884’te Londra’da kraliçenin danışmanlarından olan Harold Lloyd’un kızı Constance ile evlendi ve bu evlilikten iki erkek çocuk sahibi oldu.
1887’de Woman’s World Dergisi’nde editörlük yaparken Dünyanın Tek Gerçek Hayaleti kitabını yazdı. Bundan sonraki altı yıl, yazarlığı açısından oldukça
verimli geçti. En önemli eserlerinden Dorian Gray’in Portresi, ilk kez Temmuz 1890’da İngiltere ve ABD ile eşzamanlı olarak “Lippincott’s Monthly
Magazine” dergisinde tefrika edilmeye başlandı. Ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle tepki çeken bu eser, 1991’de Oscar Wilde’ın sanat anlayışını açıklayan
ön sözüyle kitap olarak basıldı. 1895’te oğluyla olan ilişkisini onaylamayan Queensberry Markisi’nin açtığı dava sonucu Wilde, iki yıl kürek hapsine çarptırıldı. İlk başta Pentonville’de ve sonra Wandsworth’te yatan Wilde, en sonunda Reading Zindanı’na transfer edildi. Reading Zindanı Baladı’nı (1898) burada tanıdığı bir mahkûmdan esinlenerek yazdı.
Wilde, salıverildikten sonra da eski zevklerine geri dönerek yaşadı ve 30 Kasım 1900’de menenjitten öldü. Ölürken, “Ya duvar kâğıdı gider ya ben.”
sözünü söylediği iddia edilir. Ölümünün ardından Cimetiere de Bagneur mezarlığına gömüldü ancak daha sonra naaşı Paris’teki ünlü Pere Lachaise’e taşındı.
